M|E Medya Ermenek BOĞULMA - Medya Ermenek Medya Ermenek
Facebookta Paylaş

BOĞULMA

 


Yavaşça suya girdi.
Yüzmeye başladı. Bir süre yüzdü.

Sonra göletin (küçük baraj) ortasına doğru geldiğini anladı, kıyıya doğru dönerek yüzmeye devam etti.
Daha önce bu kadar uzun yüzmemişti, yorulmaya başladı, yanlış yapmıştı, bu kadar açılmaya gerek yoktu ki.
Suyun yüzünde kalacağını sandı bir an, yüzmeyi bıraktı, birden suyun derinliklerine doğru inmeye başladı, ayağı toprağa değince göletin dibine geldiğini anladı, ayağını yay gibi kullanarak hızla kendini yukarıya itti, suyun yüzüne çıktı.
Fakat vücudunu suyun yüzüne tamamen çıkaramadı, tekrar göletin dibine doğru inmeye başladı. Birden korkuya kapıldı, ne yapacaktı, bilmiyordu, gene ayağını yay gibi kullanarak suyu üstüne doğru kendini itti, nihayet yüzeye bir kere daha çıkmıştı, yüzmeyi denedi, olmuyordu, suyun üstüne kendini alamıyor, vücudunun büyük bölümü suyun içinde kalıyordu, yeniden göletin dibine doğru inmeye başladı.
Artık her şey bitmişti.
Hayatı, film şeridi gibi gözlerinin önünde akmaya başladı.
Kim bilir kaç gün sonra cesedi bulunacaktı? Annesi, babası, kardeşleri gelecek, cenazesini göletin kenarına uzatacaklar, savcı, doktor gelecek rapor yazacaktı, ağlayanlar, dizlerini döğenler, ah vah edenler olacaktı. İnsanlar toplanacaktı, yorum yapacaklar, suçlayanlar, üzülenler olacaktı. Her şey bitmişti işte, yolun sonuna gelmişti.
Elveda, her şeye elveda…
Beyni o kadar hızlı çalışıyordu ki, hayatı gözlerinin önünde akıyor, saniyenin bilmem kaçta kaçı kadar bir sürede yüzlerce, binlerce düşünce beynine hücum ediyor, bunları düşünmekten kendini alamıyordu.
Sayısız düşünce beynine kaplıyor, nasıl kurtulacağını düşünüyor, bocalıyor, teslim olmuyor, direniyordu.
Suyun yüzüne çıkamayacağını anladı.
Yönünün kıyıya doğru olduğunu biliyordu.
Suyun altında, ellerini kürek gibi kullanarak kıyıya doğru ilerlemeye başladı, bunu bilinçsizce yapıyor, ne olacağını kendi de bilmiyor, çaresizlikten içinde olacakları bekliyordu.
Düşünceler beynini zorluyor, kıvranıyor, olumlu, olumsuz binlerce düşünce sel gibi beynine akıyor, bu düşünce selini durdurmak imkânsız gibi görünüyordu.
Ölüm ona çok yakındı
Fakat hiç daralmamıştı, nefesi sıkışmamış, nefessiz kalmamıştı. Sanki suyun altında normal nefes alıyormuş gibiydi.
Ne kadar gitti, ne kadar zaman geçti, hiç bilmiyordu, birden kafası suyun yüzüne çıktı…
İnanamıyordu. Kurtulmuştu.
Yavaşça sudan çıktı, bitmiş, tükenmiş, tüm enerjisi boşalmıştı, kendini toprağa bıraktı.
Kalbi hızlı atıyor, derin derin nefes alıyordu.
Uzun sure orada yattı, sonra yavaş yavaş kalkarak yürümeye başladı…

Ramazan Göktaş

YAZARLAR SAYFASINA ==>>>
Medya Ermenek Taşeli Edebiyat Güncesi yayınlanan makalelerin içeriği hakkında mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu makalesi yayınlanan yazara aittir.Yayınlanan makale karşılığında yazarlara telif ücreti ödenmez. Yazarlar bunu peşinen kabul etmiş sayılırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.

sanalbasin.com üyesidir
Düzenleme | Copyright © 2013-2023 | MedER |Medya Ermenek
BİZE ULAŞIN
ghs.google.com
ghs.google.com