1960’lı yıllarda Ermenekli ceviz kütüğü alan tüccar köye gelip araştırmaya başladı. Elindeki uzun ağaç burgusu ile bağ ve bahçeleri dolaşıp işine yarayan ağaçların gövdesine sahibinden habersiz, ağacın özüne kadar ulaşan delikler açıp, kovan olup olmadığına bakıyordu. Özü zedelenen ağaçlar, verimden düşüyor, yaz ortasında yaprağı sararıp dökülüyor, ucundan kurumaya başlıyordu. Tüccar ağacın sahibine gelip ''bak senin ağaç kurumaya başlamış, biz alalım hiç değilse kütüğünü değerlendirelim'' deyip ağacı ucuza mal ediyordu. Elde ettiği odunun gelirinden ağacın esas değerli olan kütüğünü bedavaya getiriyordu. Topladığı kütükleri Mersin limanından yurt dışına ihraç edip büyük kazançlar elde ediyordu. Bir rivayete göre yaşlı ceviz ağaçları zemherinin soğuğunda önünden geçen canlıların görüntüsünü gövdesinin içine resmedermiş. Böylece bu resimler mobilyaların ceviz kaplamalarında ortaya çıkar kullanıldığı mobilyaya antik bir değer kazandırırmış.
Ermenekli tüccar senelerce Hacıağaların bağındaki ağacı ele geçirmek için uğraştı. Çok varisi olduğu için hepsini bir araya getirip pazarlık ortamı bulamıyordu. Günlerden bir gün ağacın satılmasına karar verildi. Tüccar pazarlık için geldi, o günün parasıyla çok komik bir değer biçti. Karşısında başka bir tüccar olmadığından rekabet ortamı oluşmuyordu. Ağacın o fiyata satışından vazgeçildi. Daha sonra Mersin'den başka bir tüccar geldi, ağacı almaya talip oldu. Ermenekli tüccarın verdiği değerin üç misline ağaç satıldı ve parası alındı. İlkbaharda kesip götürmeden gece çok şiddetli bir patlama meydana geldi, köyde herkesi uykudan uyandırmıştı. Karanlıkta patlamanın olduğu yere doğru gittik, ceviz ağacına sabotaj yapmışlardı. Ağacın gövdesinin yerden bir metre yukarısına yirmi-yirmi beş santimetre derinliğinde, beş santimetre çapında, ağaç burgusu ile delmişler, dinamit sıkılayıp patlatmışlardı. Gövdesindeki delinen deliğin ağzında on beş-yirmi santimetre çapında bir hasar oluşmuştu. Daha sonra tüccar gelip ağacı gördü, ''bu şekilde de bana yarar, yalnız tekrar bir sabotaj olmaması için bana ağaç köyden çıkıncaya kadar ücreti karşılığında koruyuverin'' dedi. Bir ekip oluşturuldu, ben, rahmetli Kadir Demirel, Hacı Ahmet Demirel daha birkaç kişi, av tüfeklerini alıp geceleri nöbet tuttuk. Tüccar gerekli olan araç ve malzemesini getirdi, köyden işçiler buldu ağacı kestirdi. Gövdesini ve kereste olacak yerlerini alıp götürdü, odun olacak yerleri bıraktı, varisler arasında odunu paylaştırıldı.
Sabotaj olayının
üzerine gidilmedi. Ermenekli tüccarın, elde edemeyince intikam için
kundaklama işini yaptırdığı herkes tarafından biliniyordu. Artık dallarında teyinler(sincap) oynaşmıyor, kargalar uçuşmuyordu. Kim bilir
onu oraya hangi teyin getirip gömmüştü. Rahmetli atalarımızın
gölgesinde oturup tatlı sohbetler yaptıkları bir gerçek. Şimdi o civarda bu
ağacın cevizinden teyinlerin taşıyıp yere gömdükleri fidanlar meydana
gelmiş. İleride büyüyüp koca cevizin yerini alırlar mı bilinmez.
Ahmet SÖZER
Kaynak: https://sites.google.com/site/dindebol2/asoz
Foto: Temsilidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.