YUFKACI ÇOCUK
Pazara gittim geçenlerde. Bazen hazır yufka alıyorum acil
durumlarda. Her gittiğimde eldiven takması için uyardığım yufkacı çocuk, beni
görünce eldivenini taktı.
Sonra yufkaları paketledi özenle. Parayı vermek için
eldivenleri çıkaracak diye beklerken, eldivenli eliyle saçını düzeltti. Parayı
uzattım, eldivenli elleriyle bir tomar para içinden para üstü uzattı bana.
“Kardeş eldivenin bir anlamı kalmadı!” dedim.
“E abla tak diyorsun taktık.” dedi.
Bu kardeşimize, bu durumu anlatamadığım gibi hissediyorum
birçok kimse karşısında. Gittikçe azalıyor kelimelerim.
***
BALIKÇI
Neyse, oradan balık tezgâhına geldim. Bu arada ben balık
yiyemiyorum hatta evde pişirmek bile bana acı veriyordu bir süre öncesine kadar.
Ancak ev halkı için bunu yapmam gerekir diyerek biraz yol kat ettim. Hamsiyle
levreği ayırt edebiliyorum yani.
Balığı hep aynı balıkçıdan alıyorum. Bu sefer; “istavrit ver”
dedim adama. İlk kez pişireceğim evde istavrit. “Bir zahmet temizleyiver.”
dedim.
Ben diğer alış veriş için oradan ayrıldım. Ayrılırken dedim
ki “balıkların kafasını koparın” (ıyyyy). Döndüm geldim bir süre sonra. “Balıklar hazır
mı?” dedim.
“Evet, abla.” dedi adam. Poşet poşet içinde. Poşeti aldım geldim eve. Benim aksime çoluk
çocuk bayılıyor balığa. Denizden ben çıksam yiyecekler.
Poşeti açtım balıkların hepsi bana bakıyor boş boş. Allah'tan
pazar yakın, aldım poşeti gittim “Abi bunlar kafalı.” dedim.
“Evet.” dedi.
“Ama ben koparın demiştim.” dedim. “Ama öyle tadı olmaz onun”
diyor.
Bu üslûp sanırım bir bizim ülkemizde var. “Biz kafa
istemiyoruz.” dedim. Başladı kafaları koparmaya.
“Niye sevmedin kafalı?” diyor.
Sustum.
“Sana bakıyorlar gibi geldi demi?” diyor.
Allah'ım güleyim mi, ağlayayım mı, poşeti adamın kafaya boca
mı edeyim bilemedim.
İletişemiyoruz biz toplum olarak kardeşim. Kendi
dediklerimiz bir de karşıdakinin çıkardığı gürültüler var. Duymuyoruz da.
Anlamıyoruz da. Değişmek için çabamız da yok üstelik.
Gülüp geçiyorum artık. Biri dediğimi anlar ve kendince
anladığını ifade ederse mucizeye şahit olmuş gibi seviniyorum.
Neyse bakalım neyse, hayrolsun bugünümüz yarınımız.
Vesselam…
Raziye Akyol KIRAN
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.