NEVZAT KARPUZCU BEY’İN ÇOCUKLUĞU VE EĞİTİM YILLARI (3. BÖLÜM )
Yazı serimizin birinci bölümünde babasının ve annesinin kimliğini ve doğum yeri ve tarihini yazmıştık. Nevzat Bey’in çocukluğu Ermenek Susaklı Mahallesinde geçer, Ermenek, doğal kaynak suyu bol, gürül gürül akan dereleri ve çeşmeleri bol eski bir kent. Kentin merkezinde suyun çevre mekanlara dağıtıldığı merkez konumundaki yer Susaklı Mahallesidir, bu nedenle suyun dağıtıldığı
taksim edildiği yer anlamına gelen susaktan adını alır. Bu nedenle mahalleye Susaklı adı verildiği söylenir. Mahalle arkadaşları: Okul Oğuz (Emekli Yargıtay Üyesi), Alibahat Oğuz (Okul’un ağabeyi ), Sabahattin Yalman, Selahattin Yalman, Mustafa Kaynar’dır. Bu bölümde, çocukluğunu, eğitimini, askerlik yıllarını ve sonraki yıllara olan yansımasını yazacağız. Onun doğduğu yıllarda Ermenek’te
iki tane ilkokul vardır. Birisi Yukarı Çarşı denilen yerde Sakarya İlkokulu, diğeri ise Aşağı Çarşı’ya yakın bugünkü hal binasının bulunduğu yerde yeni belediye binasının tam karşısındaki Merkez İlkokulu’dur.Bu okulların ikisi de şimdi yoktur, yerine başka binalar yapılmıştır. Nevzat Bey
Susaklı Mahallesi’nde oturduklarından Merkez İlkokulu’na gider. Hatırlayabildiği kadarı ile ilkokul
arkadaşları: Muzaffer Pınar, Muammer Cebeci, Ali Ünüvar, Mehmet Dölek, Hatice (Soylu )Karadeniz, Müfide Özkan’dır.İlkokulun 1., 2. ve 3. sınıfında öğretmenleri Emin Bahçevli, 4. sınıfta Osman Kıcıman, 5. sınıfta ise Ulvi Çetin’dir. Başöğretmenleri ise Ata Gür’dü. Bu okul evlerine de çok uzak sayılmaz,ahşap bir binadır.
Nevzat Bey’in babası Mustafa Karpuzcu aydın bir kimsedir, çocuklarının okuması onun birinci
planda hedefidir. Bu nedenle ilkokulu bitiren Nevzat’ı, 1943 yılında Konya Lisesi’ne gönderir. Liseye
giderken ara tatillerde ve yaz tatillerinde eve ya da okula dönerken üç günlük yolu katır sırtında
gidebildiklerini hatırlatmakta fayda var. Bununla ilgili Nevzat Bey’in anlattığı şöyle bir anısı var:
“Okuldan ve derslerden büyük zevk almakla birlikte, ailemden ve memleketimden ilk defa ayrılmış
olmamdan kaynaklanan memleket hasreti bende dayanılmaz boyutlara ulaşıyor. O yıl Cumhuriyetin
20. Kuruluş yıldönümü. Öğrenciler arasında bu vesile ile okulların 20 gün tatil edileceği yolunda
söylenti yayılıyor. Ben de, bu söylentiyi gerçekmiş gibi kabul ederek 28 Ekim’de Ermenek’e gidiyorum.
3 gün sonra babama, Konya’da ki Ermenekli okul arkadaşlarımın birinden şu telgraf geliyor: “Nevzat 3
gün içerisinde gelip okuluna başlamazsa kaydını silecekler”. Babam pür hiddet, telgrafı getirip bana
gösteriyor. Uydurduğum yalan meydana çıkıyor. İkinci Cihan Harbi’nin devam etmekte olduğu o
günlerde, bir İngiliz uçağı Ermenek üzerindeyken Alman uçağının tacizi karşısında Bağarası semtine
inmek zorunda kalıyor. Uçağın pilotu ve mürettebatı sağ kalıyor ancak uçak parçalanıyor. Uçağın
pilotunu ve mürettebatını götürmek üzere Konya’dan gönderilen bir askeri kamyona babam tarafından apar topar bindirilip, çamurlara bata çıka 3 gün süren bir yolculuk sonunda Konya’ya okuluma geri gönderiliyorum”.
Lisede orta ve lise bölümleri birliktedir. Orada altı yıllık bir eğitim aldıktan sonra, 1949 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Eczacılık Yüksek Okulu’na gider ve 1953 yılında okuldan mezun olur.
İlkokuldan itibaren okul hayatı başarılarla dolu olup, iftihar listelerinde baş köşede yerini almıştır.
1954‐1955 yıllarında Nevzat Bey askerliğini yedek subay olarak Ankara’da yapar. O zaman Ankara’da
Piyade Yedek Subay Okulu vardır. 4 aylık kıta hizmetini tamamladıktan sonra bu okuldaki eczanede tıpkı tabip asteğmenler gibi o da yedek eczacı asteğmen olarak asil görevini 16 ay süre ile yapar.
Askerlik dönüşü 1955 yılında Hacı Sofuzadelerden merhum Emin Sönmez’in kızı merhume Feriha Hanımefendi ile evlenir. Birlikte yaşamları 61 yıl sürer. Nevzat Bey eşini 17 Kasım 2016 tarihinde kaybeder. Bu konuya değindiğimizde “Hayatının en büyük acısını yaşadığını, hâlâ da yaşamakta olduğunu, eşinin yaşamının her döneminde en büyük destekçisi olduğunu, insan ilişkilerinin
mükemmel olduğunu herkesin sevip saydığı bir kişi olduğunu “ söyleyecektir.
Nevzat Karpuzcu Bey’in bu evlilikten, Emin, Faika ve Mustafa adında üç çocuğu olur. Emin 1957
doğumlu, mesleği eczacı, oğlu Emin Bey’in eşi Nur Hanım da eczacı, kızı Faika (Karpuzcu) Uslu da
Kimya Mühendisi, Faika Hanımın eşi İbrahim Uslu’da kimya mühendisi, 1963 doğumlu Mustafa
Karpuzcu Kimya Mühendisi, eşi özlem Karpuzcu ise Gıda Mühendisi olarak şirketlerinde çalışıyorlar.
Nevzat Karpuzcu, okulu bitirdikten hemen sonra 1953 yılının ağustos ayında ilk eczaneyi açar. Bu bir
ilktir. Eczanesinin adı Ermenek Eczanesi’dir. O tarihten önce, Ermenek’teki hükümet tabipleri bazı acil ilaçları açtıkları ecza dolabında bulundurabiliyorlardı. Nevzat Bey Eczaneyi açınca, ecza dolapları ilaç satamayacağından, o dönem hükümet tabibi olan, sonradan Ankara’da ünlü bir cerrah olan Op. Dr. Nuri Soylu elindeki ilaçları Ermenek Eczanesine devreder. Zira eczanenin bulunduğu yerde ecza dolapları ilaç satamaz, bu nedenle devir söz konusu. Nevzat Bey’in bu eczanesi Konya’da Selçuk Ecza Deposunu kuruncaya kadar çalışmaya devam eder. 1958 yılında Konya’da Selçuk Ecza Deposu’nu açarken Ermenek Eczanesi’ni resmen kapatır ve ilaçları o yıllarda Ermenek’te doktorluk yapan Mehmet Sönmez’ in açtığı Ecza Dolabı’na devreder. Daha sonra dayısının oğlu olan Eczacı Mustafa Üstündağ eczaneyi açar ve Ermenek halkının ilaç ihtiyacını sağlar. O yıllarda Ermenek’in en büyük cefasını çeken kişi, hiç şüphesiz Dr. Mehmet Sönmez’dir. Mekânı cennet olsun!
M. Karpuzcu Ailesi
İlgiyle ve zevkle okudum. Ermenek ve Taşeli bölge tarihine şerh düşülecek bir yazı. Şerafettin GÜÇ
YanıtlaSil