Tekelioğlu Hasan Yukarı Çağlar Köyünde ileri gelen bir hane reisiydi. İki kız iki erkek evladı vardı. En büyük evladı Mehmet erken yaşta vefat etti. Mehmet'in bir tek oğlu vardı, Halil. Halil'in annesi Arzu, yani Tekelioğlu Hasan'ın gelini. Kayınpederi Tekelioğlu Hasan ile zaman zaman sorun yaşıyordu. Sorunun temeli de Mehmet'in oğlu Halil, dede yetimi olduğu için Tekelioğlu Hasan'ın malına varis olamıyordu. Bundan dolayı da Arzu Kayınpederinden oğlu Halil'e mirasından pay vermesini istiyordu. Aralarında ortaya çıkan bu tartışmalar neticesinde Arzu kayınpederi Tekelioğlu Hasan'ın kendisini taciz ettiği iddiası ile bir iftirda bulunur.
Gelini Arzu'nun bu galiz iftira karşısında Tekelioğlu Hasan 45 yaşlarında iken köyü terk eder. Tekelioğlu Hasan çeşitli elsanatında mahir bir insandı. Elinden bir cok iş gelirdi. O günün şartlarında kaşık yapar, çıkrık yapar, ellik yapar, saban kurar elinin emeği ile geçinebilecek durumda birisiydi. Bu nedenle avadanlıklarını heybesine koydu, heybesini omuzuna aldı evini, ailesini çocuklarını geride bıraktı, dönmemek üzere Aladağ bölgesine çekti gitti.
Aradan üç beş ay geçtikten sonra Tekelioğlu Hasan Aladağ köylerinde zanaatını icra edip, kendine göre yeni bir hayat kurmaya calışırken, Yukarı Çağlar köyünün ileri gelenleri Tekelioğlu Hasan'ın yokluğunu hissetmeye başladılar. Zanaatkar birinin yokluğu ihtiyaç duyuldukça daha çok hissediliyordu. Oysa iftiraya uğradığında çok ilgilenilmemiş, köyü terkettiği zaman çok da gidişi önemsenmemişti. Köyün ileri gelenleri hem eksikliğinden kaynaklanan sıkıntıdan, hem de sahip çıkıp yanında olmamanın verdiği vicdani rahatsızlıktan olacak Hasan'ı köye davet etmeyi kararlaştırırlar. Toplanıp Tekelioğlu Hasan'a bir mektup yazarlar. Bu mektupta ileri kendisine atılanın bir iftira olduğu ifade edilir. İleri gelen herkesin teker teker selamı gönderilip kendisini köye dönmesi için davette bulunulur. Mektup ehil bir kişiyle gönderilir. Mektubu götüren kişi Tekelioğlu Hasan'a durumu anlatır. Mektubu okuduktan sonra Hasan; "davet eden onca insanın davetine icabet etmemek olmaz. O kadar insanın hatırı var. Madem ki onlar benim hatırımı sayıp davet etmişler ben de onları kırmayayım" diyerek köye dönmeye karar verir. mektubu getiren kişiyle birlikte Aladağ'dan Yukarı Çağlar köyüne gelmek üzere yola çıkarlar ve köyün göründüğü sığır yatağına gelince (bir başka anlatımda Keben Başına) bir soluklanalım diyerek dururlar. Bir taşın üzerine oturur köye doğru bakar. O anda kafasından neler geçer, neler düşünür kimse bilmez. Ancak birden karar değiştirir ve köye dönmekten vazgeçer. Yanındaki mektubu getiren davetçiye der ki; "o köy bana karanlık gözüküyor. Hatırımı sayıp beni davet edenlerin hepsine tek tek selamı söyle, köye dönemeyeceğim. Benim o köyden nasibim kesilmiş" diyerek geldiği yoldan Aladağ'a doğru döner gider.
Kaynak Kişiler.
Halil Toslak (Tellioğlu Hasanın oğlu Mehmet ve gelini Arzu'nun torunun
oğlu
Mehmet Türkan ( İslam Mehmedi
dayı rahmetli) (Tekelioğlu Hasanın kızından Torunun oğlu)
25/06/2022 KerimToslak
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.