M|E Medya Ermenek 1935 YILINDA İKİZİN NASILDI? - Medya Ermenek Medya Ermenek
Facebookta Paylaş

1935 YILINDA İKİZİN NASILDI?


İkizin’i ilk defa 1973-1974 eğitim ve öğretim yılında Güneyyurt Ortaokulunda okurken Sosyal Bilgiler öğretmeniz Yakup Hayırlıoğlu önceden planlamış ve bize gününü belirterek iki saatlik bir beden eğitimi dersinde sınıf olarak gidip görecektik.  Bunun yanında Bileği’den yukarıda, yüksek kayalığın dik yüzeyinde bulunan bir şapele de çıkacaktık.

Planladığı gibi 1974 yılının Nisan ayının başlarında sınıf olarak kasabanın içinden yürüdük ve o zaman Güneyyurt Beldesinin çok dışında olan İkizin’e yürüyerek geldik. İlk defa o zaman görmüş ve parçalanmış hayvan kabartmalarına üzülmüştük. Parçalanmış hayvanın suratında, ağzında ayağında altın aranmış! Çocuk denecek yaşımızla bunu yapanları ayıplıyorduk. Yapacak bir şeyimiz yoktu. Bunu koruyacak olan bakanlık, kültür müdürlükleri, müzeler, arkeoloji birimlerinin el atması gerektiğini öğretmenimiz ve arkadaşlarımızla hemen oracıkta tartıştık. Daha sonra bir fırsat yakalayıp nedense yerinde görmeyi başaramadım. Lakin kısmet olursa 2019 yılı baharında öğretmenimiz Yakup Hayırlıoğlu’nun planı gibi yeniden gidip görmeyi planlıyorum artık.

Günümüz internet medyasının tavan yaptığı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bilgiye ulaşmak artık bir tık elimizin altında. 2001 yılında internet kullanmaya başladığım yıllarda yöremizle ilgili bilgiler, görseller bir elimizin parmakları kadar azdı. Şimdi ise milyonlarca bilgiye anında ulaşma dönemini yaşıyoruz. Derken “İzinin” resmini görünce şöyle bir bilgileri araştırmaya koyuldum, bu bilgileri de okuyucularımla paylaşmayı uygun gördüm. Başta “İkizin” için 1935 yılında “Eti Tapınaklarından Gargara İkizin Eti Tapınağı” adında bir kitap yazılmış, şahsım bilmediği gibi beldenin okumuş insanları veya belde sakinlerinin büyük bir çoğunluğunun bundan haberi yoktur diye düşündüm. İlgili konuyu incelerken 1935 yılında çekilmiş bir fotoğraf ile günümüzdekini kıyaslayınca tarihsel kültürel değerleri nasıl parçaladığımızın gerçeğini de hemen fark edersiniz. Edindiğim bilgileri değişik kaynaklardan alıntılar yaparak ve harmanlayarak sizlerle paylaşıyorum.

1935 yılında köy statüsünde bulunan Gargara Köyü ve Eti Tapınağını anlatan “Eti Tapınaklarından Gargara İkizin Eti Tapınağı” kitabında on sayfalık bölümde köyün coğrafi yeri, halkın yaşayış biçimi ve “Gargara” kelimesinin "dağ" anlamına geldiğini belirten yazar Gaffar Totaysalgır, aynı zamanda Türkçe bir ad oluğunu savunmuştur.
Devamında kitabının da adını aldığı Gargara İkizin Eti Tapınağından veren Totaysalgır, bu tapınağı tarif ederek köyünün üç kilometre güneydoğusunda, Karapınar önlerinde bir tarla içinde kayaya yapılmış olduğunu belirtir.

Tapınakta iki tane in olduğunu, bu tapınağın üstünde aslan, öküz, yılan ve seçilemeyen başka bir hayvan figürünün yer aldığını söyler. Ayrıca ölçülerinden de bahsederek birincisinin ön genişliğinin 1,80 yüksekliğinin 1,90 kapısının genişliğinin 0,60 yüksekliğinin ise 0,70 metre olduğunu belirterek, ikinci inin ise bir buçuk metre yüksekliği olduğunu, kapısının sağdakine benzer olduğunu ifade etmiştir.

İkizin Eti Tapınağı başlığı ile ele aldığı kısmında anıt üzerinde yapılmış olan figürlerden yola çıkarak, bu tapınaktaki hayvanları (yılan, öküz, aslan) ne anlama geldiklerini teker teker açıklamış. Bunların Türk Kültüründeki önemi vurgulanmış, bu önem nedeniyle de Etilere mal ettiği yapıyı Türklükle ilişkilendirerek yine Etilerin  / Hititlerin Türk olduğu sonucuna varmıştır. Bu nedenle Gaffar Totaysalgır’ın bu kitabında ve diğer kitaplarında genellikle Türkçülük etkisinin görüldüğünü rahatlıkla söylenebilir. Zira bu kitapta gördüğü üzere Hititler, Eti olarak anılmış ve bir Türk kavmi olarak yazar tarafından nitelendirilmiştir.
Totaysalgır, ‘Arslan’ kelimesinin Orta Asya’da ve kendi memleketi olan Kırım’da kullanıldığını ifade etmekte. Batılılar da ise değişerek ‘Lion’ şeklinde bizden geçtiğini ifade etmekte.

Aynı şekilde boğa ve öküz kelimelerini ele almış, bu kelimenin Oğuz Han’la alakalı olduğunu ve Romalıların bizden alarak imparatorlarına ‘Ögüst’ dediklerini, bu adında onlara Türkçeden geçtiğini iddia etmiştir.


GAFFAR TOTAYSALGIR KİMDİR?
13 Mayıs 1877 tarihinde Kırım’ın Yalta şehrinin Avcıköy’ünde doğmuş, 21 Nisan 1903 tarihinde Rus yönetimin baskıları sonucu ailesi ile Türkiye’ye göç etmiştir. 3 Mayıs 1903 tarihinden vefatına kadar da Konya ve Karaman Ayrancı’da yaşamıştır. Yaş haddinden emekli olduğu öğretmenlik mesleğinde 25 yıla yakın Konya’da hizmet etmiş, 17 Eylül 1934 tarihinde kendi isteği ile emekli olmuş, ömrü boyunca titiz bir araştırmacı olarak önemli eserlere imza atmıştır.
Öğretmenliği sırasında gezdiği yerlerde yaptığı inceleme ve araştırmaları Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti tarafından nakti mükafatla ödüllendirilmiştir. Eserlerinin bir kısmı basılmıştır.

1 Eylül 1950 tarihinde Ayrancı’da hayata gözlerini yummuş ve burada defnedilmiştir.

Gaffar Totaysalgır, Türkiye’de yaptığı çalışmalar incelendiğinde; Totaysalgır’ın bir nevi kendisine kucak açan vatana vefa borcu ödemek istercesine özverili bir uğraş gösterdiği anlaşılıyor. Bu doğrultuda kendisi o dönem lüks sayılan şahsi fotoğraf makinesiyle ulaşılması güç yerlerde tarihi malzemelerin fotoğraflarını çekmiş olması ve bu fotoğraflanan çoğu tarihi eserin günümüzde tahribata uğrayarak gelmesi, çoğunun ise yok olduğunu düşünürsek, bu fotoğraflar şimdi görülmesi mümkün olmayan tarihi kaynakları bizlere gösterdiği için oldukça kıymetlidir.

17.01.2019
Durmuş Ali Özbek
durmusaliozbek@hotmail.com

Yararlanılan Kaynaklar:
[1] Gaffar Totaysalgır, Konya’da Eti Tapınaklarından Gargara İkizin Eti Tapınağı, Konya,1936, Haşim Basımevi, Anadolu’da Eski İzerler Aramalarından No: 2, 74 sayfa 1935: s.34, 23, 36, 40
[2] Yerel Araştırmacılarda Konya Ve Çevresinin Eski Çağı, Fatih Mehmet Güneyçakıl, Yüksek Lisans Tezi.
[3] S. ÜFen - Ede. Fak. Edebiyat Dergisi 1992 - 1993, 7 - 8. Sayı


1935 yılında çekilmiş resim

Günümüze Parçalanmış Olarak Ulaşan İkizin

Üzerinde Çalıştığım Bir Logo



YAZARLAR SAYFASINA ==>>>
Medya Ermenek Taşeli Edebiyat Güncesi yayınlanan makalelerin içeriği hakkında mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu makalesi yayınlanan yazara aittir.Yayınlanan makale karşılığında yazarlara telif ücreti ödenmez. Yazarlar bunu peşinen kabul etmiş sayılırlar.

1 yorum:

  1. İLLUYANKA EFSANESİ GARGARA İKİZ İNİ EFSANESİ

    ( Not..: Bu mitolojik hikaye bir levhaya yazılarak bölgeye asılabilir )

    Hatti kökenli en önemli mitoslardan biri de Fırtına tanrısı ile yılan arasındaki savaştır. Bu mitosun izleri daha sonra kendini Apollon ya da Saint George mitoslarında da gösterir. Belki de izleri daha da derindir. Bu konuda İsmet Zeki Eyüboğlu şöyle yazmaktadır.

    "Bugün Anadolu halk masalları içinde, İlluyanka ile devlerin savaşını işleyen birçok öyküler, gerçeküstü olaylar vardır. Yılanlarla kartalların savaşını içeren bütün masalların kaynağı budur. Kimine göre çok büyük bir devdir İlluyanka. Yalnız adı değişmiş, Anadolu Türkçesinde ejder olmuştur. Halk ona ejderha diyor. İlluyanka başka başka ülkelerin halk anlayışlarına, dini inanışlarına göre nitelikler kazanmış. Anadolu´da büyük bir yılan olarak nitelendirilen Şahmeran, onunla ilgili olalar, boğuşmalar bu eskiçağ Anadolu masalının değişikliğe uğramış kalıntılarıdır. "
    Malatya’da bir GEÇ HİTİT kabartmasında İLLUYANKA EFSANESİ betimlenmiştir. Yunan mitolojisi’nde ZEUS’la TİFON’un savaşında Tifon Zeus’un pazusunu alır. Tanrı HERMES onu çalarak geri verir. Zeus’ta yarı insan, yarı yılan Tifon’u şimşekliye şimşekliye Etna yanardağının altına hapseder. Bu savaş sırasında çiftleştiği dişi ejderha EKİDNA’da yarı kadın, yarı yılan şeklinde Şahmeran gibi betimlenmiştir. Ne tuhaftır ki Tevratta Havva’yı baştan çıkaran yılan da yarı insan yarı yılan şeklinde konuşan bir varlıktır.
    Şahin Özkan (Araştırmacı Yazar – Mitolog)

    Derleyip toplayan

    Şerafettin GÜÇ
    Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı Yazar

    Kaynaklar:
    1- H. Özdemir – İslam Ansiklopedisi.
    2- Ana Brittanica Ansiklopedisi C.18
    3- Binbirgece Masalları (Alim Şerif Onaran)
    4- Prof. Altan Gökalp: Sahmeran ve Melusine Perisi Efsaneleri.
    5- M. Necati Çıplak – İçel Tarihi.
    * İçel Musiki Derneği Ekim 1996 ayı 9 sayılı Bülteninden alınmıştır.

    YanıtlaSil

Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.

sanalbasin.com üyesidir
Düzenleme | Copyright © 2013-2023 | MedER |Medya Ermenek
BİZE ULAŞIN
ghs.google.com
ghs.google.com