Rahmi
Yıldırım, 1 Temmuz 1943 tarihinde Antalya, Gazipaşa, Macar köyünde dünyaya
gelmiş ve aynı yerde ikamet eder. 1 Eylül 1961 yılında M.E. B. da öğretmen
olarak çalışmaya başlayıp, Antalya Ticaret Lisesinden emekli olduktan sonra
memleketinde yaşamını sürdürmektedir.
Rahmi
Yıldırım öğretmenimizle 2016-2017 yıllarında sosyal medya aracılığı ile
tanıştık. Zaman zaman telefon bağlantısı kurarak konuştuğumuz da olmakta tabi
ki. 2017 yılında yayınladığım ‘Torosların Yukarısı Ermenek’ adlı kitabımı ilk
alanlardan biridir Rahmi öğretmenim.
Rahmi
öğretmenimiz bir Gazipaşalı, ancak çocukluk ve gençlik yıllarında özellikle Orta
Toroslar, Taşeli yöresinin Akçalı dağlarında bulunan Gazipaşa’nın Macar köyü Oyuklu
yaylasında Ermenekli çerçi ve celeplerle çokça karşılaştığı için zaman zaman
sosyal medya üzerinde anılarından kısa paylaşımlar yapar. En son yaptığı
paylaşımda şunları anlattı.
“1950’lerde Gazipaşa’nın Macar köyü
yaylası Oyuklu’ya Ermenekli çerçiler ve celepler gelirdi.
Bizler o çerçi ve celeplerden çok
şeyler öğrendik. Çerçiler ve celepler bize diğer yerlerden haberler getirirdi.
Ermenek yemeklerini özellikle ‘batırmayı’ vb onlardan öğrendik. Çerçiler biz
çocuklara o zamanlar masal ve hikâyeler de anlatırlardı. Çerçiler ve celepler
bir nevi kültür elçileri, aynı zamanda bizim halk doktorumuzdu.
Biz davar, koyun, sığır, vs mallarımızı
celeplere satardık. Velhasıl biz parayı 1950’lerde yaylalarda Ermeneklilerden
kazanırdık.
Onlar çalışkan ve kanaatkâr ve dürüst
insanlardı.
Çerçiler yaylamıza geldiklerinde ise
bir sekiye sergisini açardı. Köylülere derdi ki;
Çerçi
geldi çerçiiiiiii
Aynalarım,
iğnelerim.
Taraklarım
var.
El
değmemiş basmalarım var.
Tak
tak helvalarım var.
Sonra
ben yoktum alamadım.
Para
bulamadım.
Gelinim
almışta ben alamadım, demeyin!
Haydi,
çerçi geldi çerçiii…
Bizde serginin başında toplanır,
konuşur alışveriş yapardık. Para bulamazsak aldığımız malın yerine bizdeki
maldan yün, kıl, deri, yağ, peynir, vs verirdik.”
Bizlerinde
çocukluğumuzun alış veriş merkeziydi çerçiler. Rahmi öğretmenize bir nazire
yapmak için çerçi adlı şiirimi ekliyorum.
ÇERÇİ
*
Çerçi
açar sergisini,
Ekler
mala vergisini,
Elindeki
dergisini,
Açar okur çerçi amca.
*
Taşralıyız
kaderimiz,
Parasızlık
kederimiz,
Kaçadır ki
ederimiz,
Yazar borca çerçi amca.
*
Müşteriler
gelir bakar,
Kesin çıkar iki
sakar,
Ayağını mala
çarpar,
Kızar çokça çerçi amca.
*
Taktak helva bir
çuvalda,
Eksik kalır tadı
balda,
Yetişmez ki o da
dalda,
Kırar durur çerçi amca.
*
Kazancıdır
elli atmış,
Mallarını az çok
satmış,
Yükünü toplayıp
katmış,
Yürür gider çerçi amca.
*
Özbekoğlu daldın
yine,
Helva yersin
erir mine,
Çok fırça sür
dişlerine,
Söker gider çerçi amca.
*
08.01.2022
Durmuş
Ali ÖZBEK
-----------
Resim: http//www kaybolan meslekler.com'dan alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.