Fotoğraf: Hasan Hüseyin Kahrıman / Kendisine teşekkür ederim.
Bir adam; eski bir nal
bulmuş ve sevincinden hoplayıp, zıplıyormuş. Etraftan görenler sormuşlar.
"Ne oldu da böyle
hoplayıp zıplayıp duruyorsun? Bu sevincin ne be adam?"
Adam cevap vermiş;
"Nal buldum nal!"
"E ne olacak eski bir
nal bulmuşsun, eski bir nal nedir ki?" demişler.
Adam yine eklemiş;
"Bir nal nedir demeyin,
geriye ne kaldı ki, üç nal ile bir at." demiş.
Komşumuz Alata yeni adıyla
Balcılar’dan Hasan Hüseyin Kahrıman arkadaşımız arazi üzerinde bulduğu eski nal
fotoğrafını görünce aklıma çocukluğumdan beri yöremizden duyup dinlediğin bu
espri türünde fıkrayı hatırladım.
Ancak nalı bulan adamın "Bir
nal nedir demeyin, geriye ne kaldı ki, üç nal ile bir at." demesi aslında
içinde bir terbiyeyi de barındırmaktadır. Kanaat etme yani elindekiyle yetinmeyi ve elindekiyle mutlu olabilmeyi
gösteren bir örneklemedir.
“üç
nal ile bir at” kalması durumu ise ümit var olmayı gerçekleşmesini
istediği şeye dair beklenti duyan, umutlu olmayı içinde barındıran bir durum
bildirisidir.
İnsanın en önemli sermayelerinden biri ümittir.
Ne zaman ki kişi ümidini yitirir işte o kişi de asıl sorunlar o zaman başlar. Ümit
ne kadar olumlu ve iyi ise¸ ümitsizlik de (karamsarlık) o kadar kötü olumsuz
bir duygudur.
Günümüzde karamsarlık (ümitsizlik) kıskacına
düşen insanları yaşadıkları ve yaşattıkları vahşet örneklerini her gün
duymaktayız.
Diğer yandan bir yıldır yaşadığımız pandemi
ortamı insanlığın ruhsal yapısına olumsuzlukları pompalarken, ruhunu
güzelliklerle beslemesini bilen insanlarda ise bir kaygı, karamsarlık belirtisi
göstermemektedir.
En azından
şu pandemi ortamında ruhumuzu sabır ve güzel duygularla beslemeye devam edelim.
Şahsım şu an, nal bulan adamın sevincindeyim. Çünkü bilim ortamı boş durmuyor
ve aşı/lar üretebilmiş bu sıkıntılı günlerde bizlere nal bulma sevincini
yaşatmıştır. Kısmetse geriye kalan nallar ve at da bulunacak insanlık büyük
dersini almış olarak yeniden toplumsal yaşantısına devam edecektir.
Bu yazımın daha etkili olabilmesi için Balkan Harbi
döneminde yaşanılan salgın hastalık sırasında asker olan dedemin yaşamından bir kesit sunduğum ASKER DURMUŞ adlı
yazımı da okursanız, bu memleketin nice salgınlarla ne zorlu günleri atlattığını bir örnekle
daha görmüş olursunuz.
Bir nalı veren Rabbim üç
nal ve bir atı da verir.
Durmuş Ali ÖZBEK
Atın şanı naldır
YanıtlaSilYiğidin şanı atı
Teşekkürler.
YanıtlaSil