M|E Medya Ermenek ERMENEK’E (TAŞELİ ) BİR UÇAK DÜŞTÜ – (1) - Medya Ermenek Medya Ermenek
Facebookta Paylaş

ERMENEK’E (TAŞELİ ) BİR UÇAK DÜŞTÜ – (1)

          


Bir zamanlar, insanlar, birçok olayı  veya aleti anlatırken,  bir zaman dilimini belirtirken, “ Ermenek’e yabancı uçak düştüğü zaman, uçak düşmeden evvel, sonra“ gibi cümleler  kullanılırdı. Ben bu olayı, daha 7-8 yaşındayken, evimizde, kışın kullandığımız beyaz renkli “kaşağı“ denilen ve sığırlarla atları kaşımakta kullanılan alet sayesinde duymuştum. Beyaz renkli  ve puntolarla birleştirilmiş hafif bir saçtan yapılmış olan bu el aletinin Ermenek’e düşen uçağın parçalarından yapılmış olduğu söylenirdi. Zaman içinde bu olayı incelemek istedim. “Ermenek’e başka uçak düştü mü?” sorusuna da cevap aradım.

 

Ermenek’e düşen uçak hakkında ayrıntılı bilgi içeren bir kayıt veya rapora ulaşamadım. Bilgiler, hep kulaktan kulağa aktarılan hususlardı. Kazancılı Ali Çavuş (Gımış Ali /AKADOĞAN)’ın anılarını dinledim. İkinci Dünya Savaşının tüm şiddeti ile devam ettiği 1940’lı yılların başı. Alman Kuvvetleri, Yunanistan ve Bulgaristan’ı işgal ederek Edirne’de sınırlarımıza dayanmış durumdadır. Müttefik devletler, Türkiye’nin Almanlara karşı, yanlarında  savaşa katılması için yoğun baskı yapıyorlar. Zamanın Cumhurbaşkanı merhum İsmet İNÖNÜ ise savaşa girilmemek için olağanüstü bir çaba harcamaktadır.

 

 Bu savaş ve ekonomik kriz ortamı sürerken, 1943 yılının Ekim ayı başlarında bir akşamüstü, Ermenek şehri üzerinde bir uçak dönerek uçmaya başlar. Halk, bağ evlerine göçmüş, fırınlarda üzüm kaynatılmakta, şehir sınırlı da olsa elektrikle aydınlatılmaktadır. Zaten, uçak bu şehir ışıkları ve fırın alevlerini gördüğü için Ermenek üzerine gelmiştir. Uçağın gürültüsü yerden duyulmakta, ışıkları yanıp sönmektedir. Yöneticiler ve halk paniğe kapılır. Bir düşman uçağının bomba atmak için şehir üzerinde uçtuğu düşünülür. Uçak daireler çizerek havada dönmektedir. Şehir yöneticileri, karartma tedbiri olarak, hemen ışıkların söndürülmesine karar verir ve elektrik kesilir. Bahçelerdeki fırınların alevli yanışı sürmektedir.

 

Havada dolaşan esrarengiz uçak, gece yarısına doğru alçalmaya başlar ve büyük bir gürültü ile, Ermenek bağlarının alt kısımlarında olan, şimdiki, Yarasa Serper  köprüsü yakınındaki bir tarlaya düşer. Bu çevrede bulunan insanlar merakla uçağın düştüğü yere koşarlar. İlk varanlardan Çolak Emin, uçak malzemelerini karıştırırken bir bomba patlar ve kolu kopar. Uçakta cephane olduğu anlaşıldığından, diğer insanlar korku içinde uzağa kaçarlar.

 

 Nihayet, şehirden jandarma gelir ve çevre emniyetini alarak gerekli araştırma başlatılır. Bu sıralarda,  bahçelerden birindeki fırının yanına, paraşütle bir insan iner. Aslında, tam yere  inemez ve bir ceviz ağacına asılı kalır. Bir başka bahçe duvara üzerine  bir kişi düşer. Meraklı ve korkulu kalabalık toplanırken, yetkililere  haber salınır.  Düşen kişilerden biri ağır yaralı olduğundan, kısa süre sonra ölmüş olduğu söylenmekte olmasına rağmen uçakta bulunan 3 kişiden ölen olmamıştır.  Yabancılar  yaralı olarak kurtulur ve  yetkililere teslim edilir.

 

Yere düşenlerin üzerinde, tabanca, bıçak ve ilave aletler ve gıdalar vardır. Muhtemelen, indikleri yerde düşman, vahşi hayvan ve tabiat ile mücadele etmek ve hayatlarına devam edebilmek için donatılmışlardır. Fakat, bu malzemelerden hiç birine ihtiyaç duymamışlardır. Sonradan anlaşılır ki, bir İngiliz uçağı, yolunu şaşırarak bölgeye gelmiş veya bölgeden geçerken arızalanmıştır. Uçaktakiler, nerede olduklarını bilmediklerinden, hiç olmazsa ışık olan yere inelim, belki, bizi bulup kurtarırlar diye Ermenek üzerine gelmişlerdir. Uçağın yakıtını bitirene kadar uçmuşlar ve sonunda paraşütle atlamışlardır.

 

Uçak enkazındaki silahlar, cephane ve cihazlar yetkililerce teslim alınarak şehre götürülür. Üst makamlara haber verilir ve yaralı tedaviye alınır. Daha sonra, Karaman üzerinden Konya’ya gönderilir. Uçağın gövde enkazı yerinde kalmış olduğundan, çevreden gelenler  tarafından paylaşılır. Özel alaşımlardan yapılmış olan, hafif ve dayanıklı gövde saçları Ermenek demirci ve saç ustalarına ulaşır. Böylece, uçağın parçaları, çevredeki bir çok köylünün evine ev ve el aletleri olarak dağılmış olur.

 

Bu yazımız yayınlandıktan sonra bizi arayan yöremizin efsane eğitimcilerimizden ve meslek öncümüz Sayın  Prof. Tahsin KESİCİ Hocamız bu olayın yakından tanığı olduğunu bildirmiş ve yazımıza eklememiz için arşivindeki bilgileri bize göndermiştir. Hocamızın yazısında yer alan bilgileri özetleyelim. Şöyle ki;

 

 “Günümüzden 80 yıl öncesi, takvimler 01 Kasım 1943 tarihini gösteriyordu. Ermenek bağlarında pekmez kaynatılıyor, sirke çırpılıyor, cevizli bandırma  batırılıyordu. Pekmez ocağı yakıldıktan sonra pekmez çıkarılana kadar sürekli yakılır, ev halkı bu günlerde geceleri nöbetleşe uyurdu. İkinci Dünya Savaşı devam ederken, gündüzleri Torosların üzerinden gelip geçen uçakları izlerdik. Akşamüstü Ermenek üzerinde bir uçak belirdi. Şehrin üzerinde daireler çizerek dolaşıyordu.

 

Sonradan öğrenildiğine göre, modeli Douglas DC-3 olan bir İngiliz Askeri nakliye rotasını kaybediyor. Ermenek 1934 yılından itibaren elektrikle aydınlatıldığı için şehir ışıklarını gören pilotlar, belki alan buluruz ineriz diye düşünerek üzerimizde dolaşmaya başlamışlar. Bu uçağın şehri bombalamasından korkan yetkililer  elektrikleri  kapatır.

Bir müddet havada dolaşan uçak, bağlarda ve pekmez ocaklarının başında bulunan insanların bakışları arasında alçalarak bir tarlaya düşer. Uçağın 3 personeli paraşütle atlamıştır.  Bir tanesi bizim bağa doğru süzülerek inmeye başlıyor. Babam çatıya çıkıyor “elimi uzatsam ayağından yakalardım" diye anlatırdı. Komşu kadınlar satırları alıp toplanıyorlar. Onlar teskin edilerek evlerine gönderiliyor.

İngiliz asker  paraşütle takıldığı ağaçtan kendi sıyrılarak iniyor. Ben çocuk yaşındayım ve ailecek fırın başındayız. Lisan bilen yok, pilotla anlaşmak zor, pilot ayağını yere vurarak İngilizce  “Suriye mi?” diye soruyor. Bizimkiler Suriye kelimesini anlıyorlar. “Türkiye” diye cevap veriyorlar ve pilot biraz rahatlıyor. Üşümüştür diyerek pekmez ocağının yanına götürüyorlar. Orada yaşanan hikâye ilginçtir. Büyük bir kazan (ağda) altında yanan çam küçükleri ile kaynatılıyor. Manzarayı gören İngiliz huzursuzlanıyor. Sandalye olmadığından çam kütüğünün üzerine oturtuluyor.

Dedem Durmuş Usta bir kefki  (uzun saplı su kabağından yapılmış sağlı kaptır) dolusu pekmez şerbetini içmesi için sunuyor. İçmek istememesi üzerine, babam alıp bir kısım içiyor, sonra İngiliz de içiyor. Sonra sahanda üzüm ikram ediliyor. Bir cingil koparıp iki üç tane yedikten sonra çingili ateşe atılıyor. Dedem üzümü ateşten değnekle çıkarıyor. Sonra komşunun evinde uykuya yatırıyorlar. Sabah erken gürültüye uyandım. Jandarmalar ağaçtan paraşütü indiriyorlar. Katlayıp tekmille komutana teslim ettiler. İngiliz kahvaltı sonrası bize getirildi. Bizde binek hayvanı olarak katır vardı. Komşulardan eşek temin edildi, jandarmalar eşliğinde eşeğe bildirildi. Yola çıkınca, eşek yokuştan  tırmanmak için hamle yapınca İngiliz  eşeğin kulaklarından tuttu.

Saban olunca diğerleri de bahçelerde bulunup  şehirde toplamışlar. Belediye  ve şehir halkı İngilizlere bir süre bakmış, tedavileri yapılmış, sonrasında,  diplomatlar gelip  götürmüşler. Uçak çayın kenarındaki tarlalara düşmüştü. İki sene kadar uçağı nöbet tutarak bekleyip korudular. Ben ilk okula başlamıştım. Paraşütçü bir akrabamızın da bulunduğu grupla uçağı görmeye gittik. Motoru fırlamış önünde duruyordu ve yağ akıtıyordu.

Sonra, uçak enkazı terkedilince insanlar ve meraklılar her bir parçalarını aldılar. Alüminyum levhaları evlere sofa yapımında, çatı örtüsü olarak kullanıldı. Bir tüfekçi çırağı bulduğu el bombasını mengeneye tutturup  sökmeye çalışırken patlama sonucu sol elini kaybetti. Bu olayla ilgili  başka bilgisi olanların bildiklerini yazmasını rica ediyorum. Teşekkürler. Tahsin Kesici” 

Muhterem Tahsin Hocamıza bu tanıklık ettiği olayları bize gönderdiği için şükranlarımızı sunuyoruz.

Bu olayla ilgili olarak, daha sonra görüştüğümüz,  yöremizin eğitim ve meslek öncülerimizden Prof. Sayın İbrahim CEYLAN Hocamız, İngiliz  pilotların  uzunca bir  süre Ermenek’te misafir edildiğini, misafiri tedavi etmek ve rahat ettirmek için herkesin seferber olduğunu, bu pilotların ülkelerine döndükten sonra Ermeneklilerle ilgili çok güzel şeyler atlattığını ve medyada haberler yayınlandığını  duyduğunu, fakat bir delil evrak edinemediğini  bize anlatmıştır. İngiltere’de yayınlanan bu güzel haberlerden bir delil elde edilmediği ve bu güzelliklerin lehimize kullanılamamış olduğunu birlikte vurguladık. Sayın Hocalarımıza katkıları için çok teşekkür ediyoruz.

Ermenek ve çevresine başka uçak düştü mü? sorusunun cevabı elbette “düştü “ olacaktır. Hem de 3 uçak daha düşmüştür. Bu uçakların ne zaman ve nereye düştükleri konusunu da gelecek sayımızda aktaralım…

 

Derleyen-Yazan: Av. Naci SÖZEN /     Ağustos 2015,   KAZANCI / ERMENEK

(Güncelleme:  27 Mayıs 2023 / Alanya /ANTALYA)

YAZARLAR SAYFASINA ==>>>
Medya Ermenek Taşeli Edebiyat Güncesi yayınlanan makalelerin içeriği hakkında mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu makalesi yayınlanan yazara aittir.Yayınlanan makale karşılığında yazarlara telif ücreti ödenmez. Yazarlar bunu peşinen kabul etmiş sayılırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.

sanalbasin.com üyesidir
Düzenleme | Copyright © 2013-2023 | MedER |Medya Ermenek
BİZE ULAŞIN
ghs.google.com
ghs.google.com