Bağ işleri erken başlar
Sabah olur
Korsun heybeni azığını
Orağını, çükürünü
Kara eşek hazırlanır
Tahtalısı, kışlası
Havuzlusu, Ulupeliti, Pancarcısı
Önünde ineği, elinde keçisi
Varırsın bağa
Bağlarsın eşeği, ineği, kara keçiyi
Bir kucak otu atarsın
Koyulursun bağ işine
Bostan evleği, patates evleği
Eğrim evleği
Ülübüsü, darısı için yaparsın göneni
Bostanlar, patatesler ekilir
Görmel fideleri evleklere ekilir
Lahanalar ortasına dikilir
Fesliğanlar tane tane dikilir
Otları yolarsın, burmaları burarsın
İşte... Sıra geldi gönene
Çükür ile biri çiziyi açar
Biri tohumu sıra ile atar
Ülübü darı ekilmiş olur
Gönen işi de böylece bitmiş olur
Üç gün geçer, on gün geçer
Maldanları doldurursun
Çapalarsın avarları
Bostanları yatırır
Ülübünün dikersin çalısını
Bağa göç zamanı gelmiştir
Bağ evleri sıvanır
Sekiler ak toprakla sıvanır
Arıklara verilir sular
Omuzunda kürekli sucular
Havuzlu, arık kenarı, tahtalı
Kışlalı, Ulupelit’i
Sürerler suyu
Öttürürler
Bazan düdük, bazan türküyü
Yataklar, yorganlar sarılır
Çaput çullar, kilimler
Unu, yağı, tenceresi, tavası
Lambası, feneri, gazı fitili
İneği, keçisi, tavuğu, kedisi
Göçüverirsin canım bağlara
Akşam olur sekilerde yatarsın
Gökte ay ve yıldız, hülyalara dalarsın
Yaprağın sesini ya da baykuşun
Ya da sararıp düşen elma sesini
Uyuya kalırsın
İşte o bağ evinde
Ekmek bitti
Bir leğen hamur yuvrulur
Huu sesleri ile komşular çağrılır
Bugün sana, yarın ona
Bir yığın, yufka ekmek yapılır
Topalaktan sıkma ekmek yapılır
Patatesli, keşli börekleri yapılır
Sekide bir kara ocak
Dışı küllü tencere
Ya pilav ya çorba ya ülübü
Masa çatal ayrı tabak yok
Ya sini ya tabla bir de sahan
Tahta kaşık, yufka ekmek
Gerisi ne lazım
Çamaşır makinası ütüsü
Elektrik yok ki...
Korsun kazanı, yakarsın ateşi
Tokuçlarsın, burarsın, sıkarsın
Deterjan bilmezdik
Ya küllü su ya da Kilis sabunu
Haftada bir gün, su sırası gelir
Sularsın avarı
Bazan gece, bazan gündüz
Doldurursun kuyunu
Bostanı eğrimi olmaya başlar
Sararmaya başlar
Elması bal erikler
Ekinler olur, düvenler koşulur
Düvene binmesi ne de hoş olur
Yığarsın harmanı orta yere
Beklersin yaba ile sabah yelini
Savurursun harmanı
Samanı bir yere buğdayı bir yere
Saman hararlara basılır
Samanlık saman dolar
Kışın, hayvanlar yesin diye
Anam alır gözeri ya da babam
Çalkalarlar buğdayı
Kutu ile ölçerler
Beş on kile buğdayı
Değirmenci Mehmet'te
Un, bulgur, düğürcük olur
Kışlık yiyecek
Böylece hazır olur
Harmanı çapası avarı derken
Olmaya başlar
Bostanı eğrimi ülübüsü
Ağaçlarda çekirdek elması
Ekin elması
Ekşisi, tatlısı, kil elması
Ballanır erikler, cız eriği, bal eriği
Yok, bizim bağlarda goldeni, stargini
Papaz eriği
Bağlarda günler böyle başlar
Bağırsın huu diye
Toplanı verir komşular
Sekilere serilir çaput çullar
Köşe başılar etrafında yaylanır
Boncuklu tülbentler, oyalı yazmalar
Kirmanlarda dönen yünler ip olur
Batırmanın zamanı gelmiştir
Kırmızı eğrimler, bostanlar
Tencerede haşlanır, karalahanalar
Dibekte dövülür
Kendirler, ya cevizler
Fesleğenli batırık
Hazır olur, tepside
Sininin etrafına dizersin
Eğrim ile bostanı
Lahanası, kaşığı, acı biberi
Batırığı yersin, içersin suyunu
Bir tepsi medeş üzüm
Toplanır baranadan
Darısı da tencerede haşlanır
Salıncaklar, cıngırıklar kurulur
Cevizler olmaya başlar
Oyma olur gıli olur
Bir bakarsın sırıklarla çırpılır
Bal yemişler, arabı, fesleğeni
Dallarda olmaya başlar
Çengel ile eğersin
Toplanır bal yemişler
Cevizi, elması, avarı derken
Üzümler salkım salkım sallanır
Şehranalar hazırlanır
Üzümler küfelerde toplanır
Pekmez toprağı hazırdır
Çiğnenir üzümler
Şıralar şerbet olur
Kazan, ağda, ocakta
Şerbet olur, pekmez olur
Köpükleri savrulur
İçilir köpükler
Bandırması yapılır, dökülür palizeler
Ermeneğin bağlarına
Yavaş yavaş güz gelir
Gök eğrimler kesilir
Hevenklere dizilir
Sararır her yer, gazel olur topraklar
Başlamıştır, bağ bozumu Ermenek’te
Bağlar sana git der gibi
Yüklenir yataklar
Çitler sürülür, ekilir topraklar
Elveda edersin
Bir başka bahara kadar
Ey Ulupelit, kışla, tahtalı
Havuzlusu, arık kenarı, pancarcısı
Omuzunda küreği ile gezen
Sucusu, elinde sipsisi
Eşeği, katırı, ineği, keçisi
Yassıkaya bir başkadır
Sabahı, ikindisi
Bağlara göç, anlatmakla bitmez
Anılara sayfalar yetmez
Elveda diyoruz
Elveda
Geri gelmeyen anılara
2002 Eylül
Em. Öğrt. Ali
Niyazi ŞENOL
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.