YANGIN VAR!

Necati ALODALI

04.11.2020 tarihinde dokuz ay önce yayınlanan “Orman Yangınları Verilecek Cezalar” başlıklı yazımın idari mekanizmalarca “hukuki mevzuat müsait değil” gerekçesiyle yangınları çıkaranlara gerekli ve yeterli cezaları vermemesi sebebiyle birkaç gündür yine Hatay, Mersin-Aydıncık ile Bozyazı-Silifke, Adana-Pozantı, Osmaniye, Manavgat, Akseki, Kilis, Marmaris ve Kayseri gibi yurdun dört bir köşesinde ciğerlerimiz yeniden yanmaya başladı. Cezaların, bir suçun tekrar işlenmemesi için caydırıcı olması şarttır. İdarenin de önceki olanları, oluş şekillerini ve faillerine verilen caydırıcı olmayan cezalarını gözden geçirmesi ve yeni cezai düzenlemeleri acilen yürürlüğe koymaları gerekir.

Aslında Tokat il başkan yardımcısı ile Bolu Belediye Başkanı hakkında bir yazı yazmam gerekirken ciğerlerimiz yanınca “Yangın Var” diye haykırmak gerekti. Aşağıda aynen tekrarı verilen yazıda zikredilenler bu gün için geçerliliğini korumaktadır.

ORMAN YANGINLARI – VERİLECEK CEZALAR

Son günlerde yurdun dört bir köşesinde özellikle sınıra ve sahile yakın bölgelerde çoğalan orman yangınları adeta ciğerlerimizi yakmaktadır. Eski devirlerde Hüdayinabit olarak yetişen bu ormanlar, bir insan ömründen uzun bir sürede, bin bir zahmetle yetiştirilmektedir.

50-60 sene önceleri cahil ve hırslı kimselerin tarla yeri açmak için; sahillerde de turizm tesisleri yapmak maksadıyla kasıtla yaktıkları ormanlar, yapılan planlı çalışmalarla ülke genelinde yapılan ağaçlandırma ile bu aziz vatan yeniden yeşile bürünmüştü.

Kadastro çalışmalarının tamamlanması ve kanuni düzenlemelerle bu yangınlar tamamen sona ermişti. Tek-tük çıkan kısmi yangınlara derhal müdahale ile yanan bir ağacın yerine bini dikilmişti. Ancak son yıllarda belirli bölgelerde planlı-kasıtlı yangınların çoğaldığı görülmektedir. Bu yangınların çok azı kazara veya ihmalden çıkıyorsa, büyük çoğunluğu terör örgütleri PKK, THKPC v.b.lerinin elemanları tarafından çıkarılmaktadır.

Yurt içi ve dışında kökleri kazınmakta olan PKK ve türevleri bu necip millete zarar vermek için, bu cennet vatanı kurak-çorak bir çöle çevirtmek için son yıllarda orman yangınlarına yönlendirilmişlerdir.

Bu millete terörle, ekonomik oyunlarla, orman yangınlarıyla ve benzeri yıldırma operasyonları yapmaya yeltenen “yedi düvel-tek millet” olan düşmanlarımız iyi bilsinler ki bize bir şey yapamayacaklar, bize güç yetiremeyecekler, bize diz çöktüremeyecekler, artık uyanan bu milletin şahlanışını durduramayacaklardır. Bize verdikleri zarar rüzgârın kayadan kopardığı toz mesabesinde, kesilen sakal mesabesindedir. Hülâsa, orman yangınlarına doğrudan ya da dolaylı amil olanların hükmü geciktirilmeden derhal infaz edilmelidir.

Bizler millet olarak “ormanımdan dal kesenin kolunu keserim” diyen bir ecdadın torunlarıyız. İhmalden çıkan yangının müsebbibine yanan ağaç sayısına göre ağır ceza verilmeli; kasıtlı yangın çıkarıp milyonlarca ağacı, içindeki binlerce hayvanı diri diri yakan teröristler ise yanan ormanın içerisinde misliyle cezalandırılmalıdır. Yangını bizzat çıkaran talimatlı elemanların yakalanamaması durumunda yangın çıkan yörenin, emri veren terörist hamisi il-ilçe-belde sorumlu parti yöneticisi derdest edilmeli ve (eskilerin deyimi ile “ itine vuramazsan sahibini vur”, hükmünce) cezalandırılmalıdır. Çünkü gerçek caydırıcı cezanın kuralı Mecelle’de bellidir: “El-cezaü min cinsil’amel” verilecek ceza, amelin-fiilin cinsine-türüne uygun ceza verilmelidir, ve’s-Selam…

-0-

Yeni neslin anlayamayacağı düşüncesiyle bin yıldır kullandığımız, ancak çoğu unutturulan bu kelimelerin günümüz Türkçesiyle karşılıkları aşağıya çıkarılmıştır.

Hüdayi nabit :Kendi kendine yetişen, Allah tarafından biten

Mesabe : Derecesinde, değerinde, hükmünde

Hülasa : Sözün özü, özet

Amil : Bir işi yapan,bir olaya yol açan

Müsebbip :Bir şeyin olmasına sebep olan, yol açan

Derdest : Ele geçirme, yakalama

Amel : Amaçlı olarak, bilerek yapılan iş

Fiil : Eylem(!)