“Kaplumbağa
bir değirmenciymiş. Buğday ve unu sürekli hileli (eksik) ölçermiş. Bir gün bir fakirin
ununu eksik ölçmüş. Haksızlığa dayanamayan fakir elini havaya kaldırarak:
–‘Allah! Ya Rabbim! İnşallah ölçtüğün kutu başına
geçer!’ demiş. O anda fakirin duası gerçek-leşmiş. Adam birden bire kaplumbağa
şekline girmiş.
Meğerse
kaplumbağanın sırtındaki kabuğu eksik ölçüm yaptığı biladın ağacından yapılmış
kutuymuş.
Şimdi
köy çocuklarının bir kaplumbağa gördükleri zaman, tek ayağıyla kaplumbağanın
üzerine basarak:
–
“Değirmenin yolu nere? Götür beni değirmene.” demelerinin nedeni buymuş.
Kaynak: https://www.sivaskulturenvanteri.com/kaplumbaga-efsanesi/
Kaplumbağanın Ölümü
Ermenek,
Yukarı Çağlar Köyünde ki “Kaplumbağa Efsanesi” ise şöyleydi:
1960
yıllarda köy arazisinde öküz güden çocuklar dağda taşta, derede tepede bir kaplumbağa görünce “Kaplumbağa insanın yüzüne siğil atar. Yanına
yaklaşmayın!” diyerek kaplumbağa taş yağmuruna tutulurdu. Hiçbir suçu günahı
olmayan dilsiz hayvan orada öldürülürdü.
Bunu kimin uydurduğu, o çocukları böyle cahilane davranışlar içine
soktuğu bilinmez.
Yoldaki Kaplumbağa
Çok
defalar yolda gördüğüm kaplumbağayı, taşıtımı durdurup hemen kucaklayıp yol
kenarına bıraktığım çok olmuştur. Hatta yıllar önce henüz yavru kaplumbağa
yolun tam ortasındaydı. Hemen durdum. Henüz 15 yaşlarında olan oğlum benden
önce taşıttan inip kaplumbağayı yol kenarında bulunan çalılıkların önüne
bırakıvermişti. Aradan yıllar geçti, yıl 2022 yılı Ağustos ayında aynı
kaplumbağanın aynı yerde yoldan geçmeye çalıştığını gördük. Büyümüş kocaman
olduğunu görünce hem ben, hem eşim o eski anıyı hatırlayıverdik. Sanki kaplumbağa
bizimmiş gibi sevindik.
Domateslerimizi Yiyen Neydi?
Bir
başka anım ise şöyle: Konya Selçuklu belediyesinin kura çekimiyle tarafıma
tahsis edilen hobi bahçemde diktiğimiz domateslerimiz yeni kızarmaya
başlamıştı. Üç dört gün sonra bahçeye gittiğimizde domateslerin çoğunun yarısının
yenmiş olduğunu gördük. “Bunu ne yer, neye?” diye düşünürken beton duvar
dibinde birikmiş çınar yapraklarının arasından çıtırtı sesi duydum. Hemen
yanaşıp elimdeki kuru bir dal ile karıştırınca yaprak altında, bir kısmı
toprağa gömülü olarak kaplumbağayı gördüm. Fail belliydi. Domatesler üzerindeki
diş izleri kesin bunundu. Bahçenin kenarında beton duvar ve üzerinde telli
demir çit bulunmaktaydı. Mecburen bahçelerden dışarıya çıkarmamız gerekiyordu.
Diğer bahçeler bırakıversem onlarda bizim gibi üzülürdü. Yapamazdım bunu. Yine
oğlum; “Baba ben bunu hobi bahçelerinin kapısından çıkıp dışarıdaki otlu büyük
sahaya bırakıp geleyim.” dedi. Öyle yaptık ve bir daha domateslerimiz yenmedi.
26.11.2022 Konya
Durmuş Ali ÖZBEK
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.