Yalancı peygamber Müseylemetü’l Kezzab, bir gün kendisine inananlarla birlikte otururken daha önce Müslümanlıktan dönen Talhatü’n Nemri’ye sorar : Doğru söyle Muhammedin durumu ve benim durumum nedir? Talhatü’n Nemri: _Allaha yemin ederim ki Muhammed Allah’ın resulüdür, Allah ona vahiy göndermektedir. Yine Allaha yemin ederim ki sen yalancısın. Fakat olsun, değil mi ki sen bizim kabiledensin, bizim kabilenin yalancı peygamberi benim için Mudaroğullarının sahih peygamberinden daha sevgilidir, der.
Gönderen
Medya Ermenek
|
1 Ağustos 2021 Pazar |
00:53
ADALET VE HAKİKAT
Yalancı peygamber Müseylemetü’l Kezzab, bir gün kendisine inananlarla birlikte otururken daha önce Müslümanlıktan dönen Talhatü’n Nemri’ye sorar : Doğru söyle Muhammedin durumu ve benim durumum nedir? Talhatü’n Nemri: _Allaha yemin ederim ki Muhammed Allah’ın resulüdür, Allah ona vahiy göndermektedir. Yine Allaha yemin ederim ki sen yalancısın. Fakat olsun, değil mi ki sen bizim kabiledensin, bizim kabilenin yalancı peygamberi benim için Mudaroğullarının sahih peygamberinden daha sevgilidir, der.
Biz insanlar, dünyanın değişik coğrafyalarında farklı biyolojik ve sosyo-
ekonomik gerçekliklerin belirlediği
şartlar içinde yaşıyoruzdur. Her gerçeklikse,
kendi içindeki farklılıklarla anlamlı bir bütünlük oluşturur: Aile için kadın ve erkek, toplum için
sosyo-ekonomik yapılar, insanlık için farklı
toplumlar gibi. Aile, toplum ve insanlığın
esenliği, bu bütünlüklerin korunduğu bir temele dayanır.
Ancak bu farklılıklardan herhangi
birinin esas alınması ve buna uygun yaşantılarla birlikte ötekileştirici/ayrıştırıcı
bir zihin inşa edilebilir.(1) Böylece bu farklılıkları bir arada tutan, anlamsal bütünlüğün kaybolacağı bir zulüm kapısının aralanması, her zaman mümkündür.
Siyah-beyaz ayrımcılığı, bir tarafın esas alındığı
yıkıcı örneklerden sadece bir biridir. Mesela Francis Galton’a göre aşağı değerdeki kimseler ari ırkın kurduğu
modern medeniyetin gelişmesini tehdit
ediyordu.(2) Avustralya sömürge parlamentosundan
Vincent Lesina ise “Evrim
kanununun bize gösterdiği
gibi beyaz adamın ilerlemesi
için bütün bu siyahlar kesinlikle
yok edilmelidir” diyordu. Ünlü soykırım
araştırmacısı ve tarihçi Ben Kiernan’a göre kıtanın İngilizler tarafından sömürgeleştirilmesinin
başlangıç tarihi olan 1788 yılında 750.000 siyah derili (aboriginal) yaşamaktaydı. 1911’e gelindiğinde bu sayı 31.000’e düşmüştü. (3,4)
Bütün yıkıcı cereyanlar, yaratılış biçimleri ve amaçlarıyla uyumsuz anlayışların yol açtığı
sonuçlardır. Aile içi şiddetten yabancı
düşmanlığına kadar bütün olumsuzluklarla yıkıcı cereyanlar arasında bir
bağ olmaması mümkün mü? Yıkıcı bir cereyan uyumsuzluk içindeki bir kaynağın bir
iradesi olduğu gibi, aynı zamanda, hedef
aldığı dengenin ne ölçüde korunduğuna dair
bir sınama işi de görür.
Herhangi bir denge unsuru
bakımından yıkıcı bir anlam taşıyan her anlayış, hayatın bir bütün olarak
anlamlandırılamadığının bir ispatı niteliğindedir
aslında. Halbuki okyanus diplerindeki bir canlıdan uzayın derinliklerindeki bir cisme, bireyden aileye, aileden topluma
ve toplumdan bütün insanlığa kadar hiçbir varlık/olgu/eylem hakikat karşısında anlamsız
değildir.
Hakikat, bütün dünyevi gerçekliklerin üzerinde, tek ve değişmez
olandır. İyiliği emredici, kötülükten sakındırıcıdır. Ötekileştirici
değil, davet edici; ayrıştırıcı değil, birleştiricidir.
Dünyanın her hangi bir yerinde, herhangi bir insan, hakikate inandığında,
adil bir yerde durmuş olur. Aynı
zamanda, hem hayatı bir bütün olarak kavrayabileceği, hem de
kendisini manevi olarak
yapılandırabileceği bir yerdir burası. Hiç şüphe yok ki adil bir duruş,
manevi bir yapılanmanın eseridir. (5)
Talhatü’n
Nemri zihniyeti, aslında bir çok zihniyeti birden temsil etmektedir. Bu tür zihniyetlerle
adil bir dünya kurulabilir mi?
Mustafa KENARLI
Kaynakça ve Dipnotlar :
2)Francis Galton (1822-1911), İngiliz
doğa bilimcisi, sosyolojide biyometrik
okulun temsilcilerinden.
5)Kur’an:57/25
DİKKAT!
| Medya Ermenek Taşeli Edebiyat Güncesi yayınlanan makalelerin içeriği hakkında mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu makalesi yayınlanan yazara aittir.Yayınlanan makale karşılığında yazarlara telif ücreti ödenmez. Yazarlar bunu peşinen kabul etmiş sayılırlar. |























































.gif)
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.