Lemos köyünde yıllar önce
Öküzünü satacaktı Ali amca
Kalmamıştı öküzle tarla süren
Harman süren düvenle
Önce patoz geldi harman vakti
Başka memleketlerden
Köylüler vazgeçti yavaş yavaş
Düvenle harman sürmekten
Otuz kırk gün süren harman zahmetinden
Düven tahtasının altına
Her yıl çakmak taşlarını gözemekten
Sonra tarlalar da sürülür oldu pullukla
Traktör aldı bazı köylüler
Öküzler azaldı birer birer
Sarı, siyah, ay boynuzlu öküzler
Ve onları doğuran kara ve sarı kızlar
Traktörsüz olmazdı artık yazlar
Ortalıktan çekildi yavaşça
Karasaban, boyunduruk, üvendire
Ve altlarında bıçak gibi keskin
Çelik gibi sert çakmaktaşlarıyla düvenler
Gittiler ahırlarda birer köşeye
Tozlar içinde durup beklediler
Lemoslu Ali amca
Son kişilerdendi bu kervana katılanlardan
Bıkıp usanmıştı köylülerin lafından
İma edilmesinden geri kalmışlığından
Sonunda o da vazgeçti sabandan, düvenden
Ve ahırdaki kara öküzlerinden
Bir sonbahar günü aniden
Bir celep geldi köye bir yerlerden
Çıkardılar öküzleri avluya
Celep süzdü öküzleri gözüyle
Yokladı eliyle orasını burasını
Sordu öküzlerin yaşını köylü Ali’ye
Ardından açtı öküzlerin ağzını eliyle
Saydı dişlerini bir bir usulüyle
Karısı ve çocukları Ali’nin
Seyrettiler merdivenin başından
Sanki hissettiler ayrılır gibi
On yıllık hayat arkadaşından
İki damla yaş düştü kadının gözlerinden
İşte ayrılıyordu iki ekmek teknesinden
Baktı bir köşede duran karasabana
Sabana dayanmış boyunduruğa
Ve üvendire sopasına
Yutkundu, ağlayamadı, çekindi çocuklardan
“Çok ekmeğini yedim” dedi yavaşça
Öküzler birbirine denkti yaşça
Sonra fark etti çocuklardan biri
Tuttu annesinin yamalı entarisini
“Ne yapacaklar” diye sordu annesine
Anne diyemedi öküzlerin akıbetini
“Bir başkası alacak” diyebildi sadece
Elleri böğründe kalakaldı öylece
Sıktılar celep ve Ali ellerini
Öküzlerin başında bıraktılar iplerini
Köyde hep adet olduğu gibi
Çekip ipinden götürdü öküzleri celep
Ağır adımlarla çıktılar avlunun kapısından
Hepsi ayrılıyordu işte on yıllık hatırasından
Kim bilir hangi şehirde hangi mezbaha
Öküzlerin yolu düşecekti bir kasaba
Hissetmiş gibi sanki olacakları
Öküzler son kez durakladılar yolda
Dönüp baktılar eski sahiplerine
Hüzünlü ve daha çok sitemle
İri kara gözleri buğuluydu belki de
Çocukları düşündü yıllar öncesinden peşinde
Zorlanarak toprağı yardığı günleri
Sürdüğü tarlaları, bahçeleri, bağları
Sürtünerek boynunu kaşıdığı ağaçları
Ay boynuzlarıyla deştiği toprağı
Ali’nin karısı ve çocukları baktılar arkasından
Celep yeniden asıldı ipi uç noktasından
Öküzler kaybolurken gözden yolda
Son evlerin arasından
Bir şeyler kaldı geride
Farksızdı yürek yarasından
Prof. Dr. Hacı KURT
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.