M|E Medya Ermenek TAŞELİ’NDE ARDIÇ OLMAK-II - Medya Ermenek Medya Ermenek
Facebookta Paylaş

TAŞELİ’NDE ARDIÇ OLMAK-II

 
Not: Resim Temsilidir.


Güneyyurt’ta Bir Dede Ardıç

Aklımın erdiği 1960’lı yılların başlarından başlayıp 1980’lerin sonlarına kadar Güneyyurt ile Ermenek arası yol güzergahında Dede Ardıç olarak bilinen bir ardıç ağacı vardı. Bu ardıç ağacının üzerinde onlarca bez ve çaputların bağlı olduğunu Ermenek’e geliş ve gidişlerimizde hep görürdük.

O yıllarda Ermenek pazarına bir şeyler satmak veya hasta götürmek için insanlar yolculuklarının çoğunu merkep ve katırlarla yapıyorlardı. Bu yaya gidiş ve dönüşerin birinci nedeni yöre insanının gelir seviyelerinin çok düşük olması, ikinci nedeni de henüz yaygın taşıt araçlarının ve yol durumunun yetersiz olmasıdır denebilir.

Dede Ardıç’a bez veya çaputların oradan geçen yolcular tarafından bağlandığını düşünmekteyim.

Dede Ardıç, her hangi bir kimse tarafından da kesilmiyordu. Taki 1980’li yılların sonları, 90’lı yılların başlarında Ermenek-Güneyyurt karayolunun yapım ve genişletme çalışması sırasında kesildiğini bilmekteyiz.

Bu örnekte olduğu gibi yöremizde ardıç ağacının ulu bir ağaç olarak algılanması ta eski Şaman inancı kırıntıları olduğudur.

Yine bez-çaput bağlayan insanlar Alevi-Bektaşi inancına sahip oldukları da söylenemez. Çünkü bahsini ettiğimiz bu yörede, bu inanışa sahip insanların var olduğu da bilinmez. Bu tür inançlarında geçmişten gelen hurafe inançların kalıntılarıdır denebilir.

Güneyyurt’ta Dede Alıç

Diğer yandan 1960’lı yılların sonlarında yine var olduğunu bildiğim bir başka ağaç daha söz konusudur. Güneyyurt ile Aralık Mahallesinin yol mesafesinin orta yerlerinde Aralık Mahallesine gidiş yönüne göre sağ tarafta bir alıç ağacı vardı ki onunda üzeri çaput – bezlerle dolu idi. Bu Dede Alıç’ı mutlaka o yoldan gelip geçen Güneyyurtlular ve Aralık Mahalleliler hatırlardırlar.

Demek ki geçmişten gelen ağaç kültü, eski toplumların inanış veya anlayışlarından kalmış hurafe kırıntıları aksedip gelmiştir.

Ağaçlara bez bağlamanın ardında saklanan inanışlar ise hastalıklardan kurtulmak, çabuk evlenmek, iş bulmak gibi değişik umutlar besleyerek isteklerde bulunmak için hurafe ve batıl inanışlardan öteye gitmemektedir.  Bu tür inanışlar Allah ve İslam inancından öteye savrulmadır diyebiliriz.

İslam’da Ağaca Bez-Çaput Balamaya Karşı Duruş

İslam dininde ağaca çaput ve bez bağlamanın yanlış olduğunu Hz. Ömer döneminde yaşanan bir olay açık olarak ortaya koymaktadır.

Bir haber metninde Şanlıurfa İl Müftüsü Mehmet Taştan şöyle bir açıklama getirmiştir; Peygamberimizin (Sallallahü aleyhi ve sellem) vefatından sonra, Medine civarındaki insanların oradaki bir ağaca çaput bağladıklarını ve dolayısıyla sebep olarak Peygamberimizin orada konaklamasını gösterdiklerini ve o ağacı kutsal, mübarek bir ağaç gibi gördüklerini duyan Hazreti Ömer, hemen o ağaç için talimat veriyor ve ağaç kestiriliyor.

Bu Hz. Ömer’in hurafe ve batıla asla taviz vermediğini gösteriyor. Bizler Müslümanız, o halde bir ağaca bez, çaput, maske bağlayarak bu musibetlerin üzerimizden kalkacağına inanmak kesinlikle hurafedir, batıldır, yanlıştır, dini değildir. Dini esaslarla asla ve asla örtüşmeyen bir harekettir.

Kardeşlerimden bu tür hareket ve davranışlardan şiddetle uzak durmalarını dinimizin bir emri olarak tavsiye ediyorum. Bizler duamızı Allah’a ederiz.”[1]


Derleyen Araştıran Yazan

Durmuş Ali ÖZBEK

<<<ÖNCEKİ BÖLÜM                                            SONRAKİ BÖLÜM>>>




[1] https://www.sabah.com.tr/sanliurfa/2021/01/15/ozel-agaca-caput-yerine-maske-baglandi

https://www.cnnturk.com/turkiye/agaca-caput-yerine-maske-bagladilar

https://www.haberturk.com/sanliurfa-haberleri/83925472-ozel-agaca-caput-yerine-maske-baglandisalgin-surecinde-sergilenen-batil-inanc-muftulugun

Sosyal Medya Yorumları:

Veysel Tekeli

Araştırmacı değilim ama bildiğim kadarıyla ardıç ağacı kuruduktan sonra ıslanma sonunda içine su almıyor. Uzun süre toprak altında ve nemli bölgelerde dayanıklı olduğundan. Mezar ağaçları genelde ardıç ağacından yapılıyormuş. Dış kabuğuna küküm denir eskiden arıcılar kovanlarda kullanılırdı ama ne amaçla kullanıldığı bilmiyorum. En önemlisi bence ardıç ağacındaki oluşan kavdır ki; çakmak taşı ile ateş yakmakta kullanılan olmazsa olmazlardandı. Bazılarımız iyi hatırlar kav marka bir kibrite niye kav kibritleri demelerinin sebebi de sanırım bundandı.

Gezginingözünden

 Doğru doğru

Abdullah Samedoğlu

Teşekkür ederim yazının ileri ki aşamalarında aynı noktalara değinmiştik, yayına alınacak. Çok teşekkürler./ Dizi yazımızı takip etmenizi ve yeni yorumlarınızı bekleriz.

Hüseyin Toslak

Küküm; şimdiki cam elyaf gibi soğuktan sıcaktan korurdu onun için kovanları küküme sararlardı.

Ali Şahin

Ardıç agscının çeşitleri var yaşlı ardıç dedikleri bir çeşidi var çeyiz sandığı ondan yapılırdı çok sağlam ve dayanıklı nemden etkilenmez içindeki yün giysileri güve yemez derlerdi

Fatma Çukur

Kırık çıkık sarılırken de ardıç ağacının kabuğundan kullanırlardı. Kırık çıkık yerinden oynamasın diye.

TC Mustafa Okuducu

Mevkiinin adı "ardıç" yada ardıçlar" olarak bilinirdi.

Dilek ağacıydı, insanlar dertlerinin dermanı, yada hayal ettikleri güzel şeylerin olması için dilek tutar, bunun nişanesi olarak o ardıç ağacına bir bez parçası bağlarlardı.

Birde "mıh taşı" vardı, Güneyyut'tan Ermenek'e doğru çıkışta mezarlığa varmadan yolun üstünde. Sanırım dibek gibi oyuk bir taştı. O taşın içine de dilek diledikten sonra 10 kuruş, 25 kuruş gibi bozuk paralar atarlardı. Biz çocukken çarpılırız diye korkardık o paraları almazdık. Yalnız para değil mıh (çivi) daha çoktu. Demek ki önceleri çivi atıyorlar, bozuk paralar değerini yitirince bozuk para atmışlar. 

Mustafa Zeybek

Güneyyurt yaya yayla yolu üzerinde Katran boğazında da çaput bağlanan bır ağaç vardı 1960 lı yıllardan biliyorum.

İsa Ersoy

Güzel kokulu olana geyik ardıcı diyoruz

Ali Şahin

Hocam, birde bazı bölgelerde vardı. Mesela bizim yaylada bize sınır Akmanastır yaylasında yatır dedikleri bir mezar var idi.  İnsanlar adak yaparlardı o mezarın başında hayvan keserlerdi. Birde bizim köy Nadire’de ocak evi denen bir aile vardı. Çevre köylerden ziyarete gelirlerdi. Aklı zayi olan sara hastası olan, felçli olan hasta getirirlerdi. Çeşitli hediyeler getirirlerdi, keçi koyun gibi…

Abdullah Samedoğlu

"Bilgiler paylaştıkça çoğalır." Ne güzel paylaşımlarda bulundunuz. Teşekkürler.

YAZARLAR SAYFASINA ==>>>
Medya Ermenek Taşeli Edebiyat Güncesi yayınlanan makalelerin içeriği hakkında mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu makalesi yayınlanan yazara aittir.Yayınlanan makale karşılığında yazarlara telif ücreti ödenmez. Yazarlar bunu peşinen kabul etmiş sayılırlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.

sanalbasin.com üyesidir
Düzenleme | Copyright © 2013-2023 | MedER |Medya Ermenek
BİZE ULAŞIN
ghs.google.com
ghs.google.com