Göçebe Türklerin kalan son yadigârları
Dört mevsim yolda Sarıkeçili obaları
Yola düşüp Akdeniz kıyısından baharda
Gün gün aşıp giderler dumanlı Torosları
Bitmez bir yol gibidir onların hayatları
Develer ve davarlar bir de kıl çadırları
Öğrendikleri gibi eski atalarından
Sürdürdü geleneği onların çocukları
Silifke’den Anamur’a yayılmış obalar
Kızılçamların arasında sıra sıralar
Sağarken obanın kadınları keçileri
Sırasını bekler meleyen körpe oğlaklar
Her gün yeni bir yerde durup çadır kurarak
Dolaşarak dört mevsim yaylak, güzlek ve kışlak
Mezarlarını koyup yol boyu bir yerlerde
Ne yakın var onlara hayatta ne de ırak
Sırtında yükleriyle yürüyen o develer
Peşlerinden akıp giden keçiler, sürüler
Geçerken Göksu nehrini baharda ve güzde
Eskilerden bir masaldır Sarıkeçililer
Geçip yüzyıllardır aynı dağları, yolları
Kat ederek Mersin’i Karaman’ı Konya’yı
Ulaşıp Seydişehir ve Beyşehir’e kadar
Konup göçerler Sarıkeçili obaları
Medrese okul bilmez onların çocukları
En iyi onlar bilir yaylaları dağları
Güneş, yıldız ve ağaç saat ve takvim olur
Onların sazı olur develerin çanları
Kimse kalmadı artık onlar gibi yaşayan
Develerle göç edip kıl çadırda uyuyan
Herkes gidip yerleşti bir köye ve bir şehre
Sarıkeçililer’in var mı sesini duyan
Ne söylesem anlatmaz bendeki duyguları
Bilmem ki değişir mi onların yazgıları
Kolay değil kimseye o dünyadaki hayat
En ağır yükü taşır çilekeş kadınları
Prof. Dr. Hacı KURT
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.