Âlâ Köprü
(Görmel Köprüsü), Ermenek Barajının tamamlanıp 2012 yılında sular altında kalmasıyla
artık bir efsane olarak hatıralarda kaldı. 2000’li yıllardan sonra doğan nesil ancak
değişik görsel nesnelerde böyle bir köprünün geçmişte var olduğunu
öğrenecekler.
Köprü Hakkında Bilgiler
Kitabesine göre Karman Bey’i Halil Bey zamanında 1305(-+)1306 yılında yaptırılmıştır.
Köprünün güney yamacındaki küçük kemeri ile kuzeyde ve esas olan büyük kemeri
arasındaki orta ayağının batıya bakan yüzündeki kitabesinde;
“Sultanı azam, emniyetle
geçilmek üzere bu köprünün yapılmasını emretti. O sultanı azam ki âlemde
Allah’ın gölgesidir. Dünya ve din üzerine feth babasıdır. Bu kimdir derseniz,
Karamanoğulları’ndan Mahmut Bey oğlu Halil Bey’dir. Âlemi İslâm’da daim
kılınsın. Sene: H.706 M. 1305, mimari Aciz Kul Yusuf oğlu Süleyman” denilmektedir.
Âlâ Köprü (Görmel Köprüsü), Karamanoğulları döneminin köprücülük sanatında en
önemli anıtıdır. Kesme taştan at nalı şeklinde biri büyük, öbürü küçük olmak
üzere iki kemerden meydana getirilmiştir. Köprünün boyu 21 m. eni 6 m. yüksekliği
su seviyesinden 28 m. kadardır.
Köprü ayakları ve
benzeri yerler kayalıklara kireç, süt, yumurta akı, kıtık (harç içine katılan karıştırılan yün ve kıl
lifleri) karışımı bir
harçla, son derece üstün bir ustalıkla kaynatırcasına oturtulmuştur. Kayalar
kırıldığı halde harç sökülmemektedir.
Köprünün yaşayan adlarından birisi (Alaköprü) öbürü ( Görmel Köprüsü ) dür. “ “Âla”
kelimesinin Arapça “yüce” ve “çok yüksek, büyük” anlamında (Âla) kelimesinden
gelmiş olduğunu ileri sürenler vardır.”
ÂLÂ KÖPRÜ (GÖRMEL KÖPRÜSÜ) EFSANESİ
“Görmel
Köprüsü’’ nün üzerine şöyle bir hikâye anlatılmaktadır: “[1]
Gezende köprüsünü
yapıyorlarmış. Çırak; gündüzleri Gezende köprüsünde, ustanın yanında çalışan,
akşam oldu mu, ortadan kaybolurmuş. Bir gün böyle, beş gün böyle, epey bir
zaman geçmiş.
Ustası; “Sen
böyle gündüzleri burada çalışıyorsun; geceleri nereye gidiyorsun, söyle
bakalım?” demiş. O gün de Gezende köprüsü bitmiş. Usta; köprüyü bitirdi ya,
sevicinden yerinde duramıyor, elleri ardında ha bire köprünün üstünde geziyor. “Öğmeli
değil gezmeli! Öğmeli değil gezmeli.” diyormuş.
O zaman
çırağı demiş ki : “ Bu köprüden yukarda bir köprü de ben yaptım; dün bitti. Ama
‘’ Gezmeli değil görmeli” demiş.
Ustası;"Öyleyse bir görelim, bakalım nasılmış yaptığın köprü.’’ demiş.
Görmel Köprüsünün başına gelmişler.
Ustası, köprünün
bir o tarafına bakar, bir bu tarafına bakarken çırağını yanına çağırmış. “Bak,
şu ortadaki taşı görüyorsun ya, soldaki biraz dışarı çıkmış. Ona iki çekiç at.” demiş.
Çırağı belinden urganla ipe bağlamışlar. Ustanın gösterdiği çıkık taşın olduğu
yere çekiç elinde sarkıtmışlar. Çırak, çekiçle “vurdum, vuracaktım” derken usta
yukarıdan ipi bırakıvermiş. Bırakıverince, çırak “ cum” diye Göksu’ya karışmış
gitmiş.
Usta, oradan Hocantı değirmenine varmış. Birde bakmış; orada oturanlar arasında
suya attığı çırak da var.
Ustanın eli
ayağı dolaşmış, ne yapacağını şaşırmış. O zaman çırağının ayağına kapanmış, af
dilemiş. İkisi de haklarını helalleşmişler. Durup dururken, çırak ortadan
kayboluvermiş. O zaman anlamışlar: “Çırak” diye Gezende köprüsünde yıllarca
çalışan adam, insan değilmiş, meğer Hızır’mış!”[2]
Yayına Hazırlayan:
Durmuş Ali ÖZBEK
[1] http://kazancikasabasi.sitemynet.com/gormelikoprusu.htm
[2] http://kazancikasabasi.sitemynet.com/gormelikoprusu.htm
Foto:Köprü Resmi: https://yedikita.com.tr/700-yillik-kopru-sular-altinda/iktibas edilmiştir.
Kitabe resmi kaynak bulunamamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.