Bilmem hangi sene
hangi mevsimdi
Konya'da bir Selçuk
medresesiydi
Yüzyıllar içinden
gelen bir nefes
Sanki
Mevlana'nın derin sesiydi
xxx
Önce bir ürperdim
geldim kendime
Yaslandım yapının sert
mermerine
Bütün müderrisler
toplanmış sanki
Başlamışlar
gibi sabah dersine
xxx
Bu esrar perdesin
kaldıramadım
Baksam da etrafa
anlayamadım
Selçuklu kentinin
ruhuna girip
Sanki
Mesnevi'de deryaya daldım
xxx
Kubbeden süzülen nur
halesiyle
Uyandım tambur ve
kudüm sesiyle
Dünyaya yeniden gelmiş
gibiydim
Derinden
bir neyin inlemesiyle
xxx
Silkinip yürüdüm belki
de kaçtım
Eski bir kümbetin
kapısın açtım
Göründü gözüme sanki
bir veli
Nehir olup
bir ummana karıştım
xxx
Sultan Kılıçarslan
atıyla geldi
Haçlı ordusuna nasıl
direndi
Bir anıt gibiydi zırhı
içinde
O
aslanlarına son emri verdi
xxx
Atlarınız rüzgâr uçan
küheylan
Cedleriniz şehit gazi
soyundan
Unutmayın asla
verdiğim emri
Bu vatan
Tanrı'dan en son armağan
xxx
Sultan Keykubat'ı
gördüm ufuktan
O yiğit komutan ve de
bilge han
Arkasında akan bir
ordusuyla
Sanki der
gibiydi bizim bu cihan
xxx
Askerler yürüdü
zırhlar içinde
Alanya'ya doğru güney
yönünde
Tarihi yeniden yaşar
gibiydim
Konya'da
bir daha başka biçimde
xxx
Sadreddin Konevi
hazretlerini
Hoca Fakih'in o cezbe
halini
Bir rebap sesiyle
döndü şu başım
Anladım
semazen ve ahvalini
xxx
Mukaddes şehirsin sen
aziz Konya
Eskiden olsan da sen
şu İkonya
Selçuklu vurmuş o
kartal mührünü
Ebedi Türk yurdu oldun
sen Konya
Prof. Dr. Hacı KURT
Etkili bir şiir hecesiyle uyumuyla hocamızı tebrik ediyorum
YanıtlaSil