İkinci Olay:
1990
yılı okullar açılmadan yaz tatilimizde Mardin’den Konya Karapınar, Acaroba Ağca
Yaylası İlkokuluna tayinim çıkmıştı. Mardin'e gitmiş ilişki keseceğimiz yerde
yerimize gelecek kişi gelmeden ilişiğimiz kesilmedi. 4 Ekim günü ilişiğimiz
kesildi. Konya’ya döndük. 8 Ekim günü ise göreve başladım. Havalar soğudu için ilçeye gidip soba almak istedim. İlçede sobacıya gittim. Kapıdan girip selam
verdim. Adam dükkânın gerisinde bulunan özel köşesinden müşteri gelmiş
ilgileneyim deyip ayağa kalkmadı. Ama “Hemşerim ben felç geçirdim. Vücudumun
her tarafı karıncalanıyor. Sen sobanı beğen al git.” deyince; “Hastanın doktoru
ayağına gelirmiş.” dedim.
“Buyur
otur anlat.” dedi. Olayı anlattım. “Hocam, ben bu meyveyi ne bulabilirim, ne de
getirtebilirim. Bunu Ermenek’ten sen getirteceksin, masrafı ne ise
karşılayacağım. Aç şu telefonu görüşeceğin yerlerle görüş bana bu meyveyi getirtirsen dua ederim.”
dedi.
Köydeki
PTT acentasını arayıp annemi çağırttım. Durumu anlattım. Annem bu meyveden
toplayıp bir hafta içinde bana gönderdi. Meyveyi Konya’ya getiren köy
dolmuşçusundan aldım. Karapınar’a dönüşümde Sobacı Muammer’e uğradım. Bir kilo
olan meyvenin yarım kilosunu verdim. Tarifini yazıp eline verdim. Şifa dileyip
sonrasında maaşımı almak için İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü mutemedine gittim. O
sırada şube müdürü elimdeki görünen kalan yarım kilo dığan meyvesini gördü.
Durmuş Ali ÖZBEK
durmusaliozbek@hotmail.com
DEVAM
EDECEK>
Hiç yorum yok:
Yorum Kuralları
Yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret, küfür, aşağılayıcı, küçük düşürücü, pornografik,
ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici,
yorumların her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluğu yorumcuya aittir.
İsimsiz yazılan yorumlar bir saat içinde sistem tarafından otomatik olarak silinir.